Momo, dünyaca ünlü marka Golden Goose ile iş birliği yapmaya hazırlanıyor
Birçok sektörde olduğu gibi turizmde de alışkanlıklar değişiyor. Yalnızca gezip görme ve dinlenme kavramının ötesine geçen mekanlar turizmi başka bir noktaya getiriyor. Hürriyet’ten Deniz Sipahi de yazısında bu konuyu ele aldı ve bir işbirliğinin haberini yazdı.
İşte o yazı;
“Türkiye’de de böyle bir değişim var, iyi örnekler de artıyor.
Dünyada Nammos, Scorpios ve Lío gibi global ikonlar, bu dönüşümün en başarılı örneklerinden. Peki, bu mekanlar nasıl oluyor da eğlenceyi bir yaşam tarzına dönüştürebiliyor?
Yine bu üç örnekten gidelim.
Nammos’un lüks plaj kulübü atmosferi, Scorpios’un bohem ve özgün tasarımı, Lío’nun büyüleyici gösterileri her biri misafirlere kendilerini özel hissettiren deneyimler sunuyor.
Mekanların mimari tasarımı ve atmosferi, eğlenceyi bir yaşam tarzına dönüştürmenin en önemli unsurlarından biri. Nammos’un Ege Denizi kıyısındaki sade ama şık tasarımı, Scorpios’un doğayla bütünleşen ve huzur veren yapısı, Lío’nun gösterişli ve renkli ambiyansı, misafirlerin zihninde unutulmaz izler bırakıyor.
YAŞAM TARZINI DÖNÜŞTÜREN MEKANLAR
Eğlenceyi yaşam tarzına dönüştüren mekanların bir diğer önemli özelliği ise sundukları kişiselleştirilmiş hizmetler.
Global ikonlar, gastronomi ve eğlenceyi başarılı bir şekilde bir araya getiriyor.
Eğlenceyi yaşam tarzına dönüştüren mekanlar, bulundukları yerin kültürüyle de bütünleşiyor. Nammos, Mykonos’un enerjik ve canlı ruhunu yansıtırken, Scorpios bohem ve rahat atmosferiyle adanın doğallığını hissettiriyor. Lío, İbiza’nın özgür ruhunu ve parti kültürünü yaşatıyor.
Türkiye’de de başarılı bulduğum örnekler var.
Onlardan biri de MOMO…
MOMO, Alaçatı’nın ardından İstanbul Bebek’te ve Bodrum’da yeni şubeler açarak büyümeye devam etti. Palandöken’deki Polat Otel’in içinde Apres-Ski restoranı bu zincire katıldı. Şimdi ise İstanbul Emirgan’da içinde otel barındıran yeni bir konsepte hazırlanıyor. Kavak ve çınar ağaçlarının arasında yer alacak bu yeni proje, MOMO’nun bir yaşam tarzı markası olma yolunda attığı önemli bir adım.
Ben her sektördeki iyi örnekleri ve başarılı uygulamaları destekliyorum.
Çünkü şunu çok iyi biliyorum ki; Türkiye’nin her alanda yükselişi işte bu başarı hikayeleriyle olacak.
Bugünün dünyası iyi hikaye yazanların olacak.
MOMO’nun girişimcisi Burak Beşer ilginç bir buluşmayı bana aktardı. Global ikonluk yolculuğunda önemli bir adım olarak gördüğüm için yazmak istedim.
Dünyada bazı markalar işbirliğine gidiyor; güçlerini birleştirip yeni bir hikaye yazmak istiyor.
Gençlerin sevdiği markalar var; Golden Goose da onlardan biri…
Markanın stratejisi ve iletişim dili, benzersiz el yapımı tasarımlar, vintage estetik ve sokak stiliyle harmanlanmış lüks algısı üzerine kurulu…
Marka sık sık sanatsal iş birlikleri ve kültürel referanslarla dikkat çekiyor, bu da onun yaratıcı ve entelektüel bir imaj oluşturmasını sağlıyor.
Golden Goose CEO’su Silvio Campara İstanbul ziyaretinde Burak Beşer’e Türkiye’de birlikte bazı etkinlikleri birlikte yapma teklifinde bulunuyor.
İlk adım MOMO’ların içinde pop-up mağazaları açmak oluyor. Ama anladığım kadarıyla bununla sınırlı kalmayacak.
Örneğin ikinci adım İstanbul Emirgan’da daha genişletilmiş bir işbirliği olacak.
Sonraki adımlar için ise adres İtalya olacak.
Bunları şundan önemsiyorum.
Sadece sanayide, üretimde değil; hizmet sektöründe de işbirlikleri artıyor.
Ben Türk turizmindeki hizmet kalitesinin her geçen yıl daha da arttığını görüyorum.
Dünyanın yakından takip ettiği bir İtalyan markası Golden Goose gelip bir Türk girişimciyi bulup birlikte bir hikaye yazmayı teklif ediyor.
Hep yazıyorum.
Bugünün dünyasını iyi hikaye yazanların olacak.
Bugünlerde duygusal bağ kuran kazanır
MARKALAŞMA öykülerini gazetecilik hayatımda hep ilgiyle izledim. Ve takip ettim. Ve de araştırdım, okudum, yazmaya çalıştım. Bir kere güçlü bir marka yaratmak istiyorsanız; iyi bir hikaye yazmanız gerekir. Tüketicilerle derin ve duygusal bağlar kurmak da şart…
Benim için önemli temalar ve önemli örnekler vereyim.
Örneğin Coca-Cola; duygusal bağ kurmada çok başarılı buluyorum. Bunu da mutluluk ve birliktelik temalarını kullanarak yapıyor. “Paylaşma” ve “birliktelik” temaları, reklam kampanyalarında sürekli işleniyor ve tüketicilerin duygusal yanına hitap ediyor.
Örneğin Apple… Apple, marka hikayesini inovasyon ve yaratıcılık üzerine kuruyor. Ürün lansmanlarından mağaza tasarımlarına kadar her alanda bu hikayeyi tutarlı bir şekilde sürdürüyor. Steve Jobs’un vizyonu ve yenilikçiliği, markanın temel taşları… Ve bu hala devam ediyor.
Örneğin topluluk oluşturmada bir hikaye yazan Harley-Davidson… Sadece bir motosiklet markası olmanın ötesinde bir yaşam tarzı sunuyor. Harley sahipleri, kendilerini büyük bir ailenin parçası olarak görüyor. Bu aidiyet duygusunu destekleyici etkinliklerle büyütüyorlar.
Örneğin Lego… Lego; kullanıcılarının yaratıcılığını teşvik ederek onların markaya olan katılımını artırıyor. Lego Ideas platformuyla tüketicilere kendi setlerini önerme ve oylama fırsatı veriyor, böylece markayla tüketici arasında güçlü bir etkileşim sağlıyorlar.
Örneğin Tesla… Tesla, sürdürülebilir enerji ve elektrikli araç teknolojisi ile ilgili yenilikçi hikayesini sürekli olarak vurguluyor. Elon Musk’ın vizyoner liderliğini ve cesur hedeflerini de unutmamak gerekir.
İçerik kral olacak
TEKRARLIYORUM…
Bugün iletişimini iyi yapanların dönemi…
Otantik ve anlamlı bir hikayenizin olması gerekir.
Videolar, bloglar, sosyal medya çok popüler ama geleneksel medyadan dünya vazgeçmiyor.
Çünkü herkes biliyor ki; içerik her zaman kral olmaya devam edecek.
Ve gazeteciler toplumsal konuları, hepimize ilham olan insan hikayelerini ve dünyanın konularını farkındalık yaratarak yazmaya devam edecekler.”
patronlardunyasi.com