Davutoğlu’ndan Erdoğan’ a “Suriye mektubu”: Böyle dönemlerde devlette küslük olmaz

“`html

Gelecek Partisi’nin Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ile MHP lideri Devlet Bahçeli’ye Suriye konulu bir mektup gönderdiğini ve bu konuda yanıt aldığını duyurdu.

Ahmet Davutoğlu, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde düzenlediği basın toplantısında, güncel olaylara dair değerlendirmelerde bulundu. Davutoğlu, şu sözleri kaydetti:

”Her bütçe görüşmesi büyük önem taşır ancak bazı yıllarda bu görüşmelerin önemi daha da artar. Özellikle uluslararası ilişkilerde ciddi değişimlerin ve tehditlerin yükseldiği dönemlerde, bir ülkenin bütçesi aynı denli kritik öneme sahiptir. Çünkü nihayetinde, askeri gücü destekleyecek olan şey, ülkenin mali durumu, bütçesi ve merkez bankası rezervleridir.

Bu açıdan, bu yıl bütçenin detaylarına bakarken, dünya genelindeki çatışmalar devam ederken, ülkemizin bu olağanüstü şartlara ne kadar hazır olduğunu sorguladım. Öncelikle değerlendirmemiz gereken dört temel unsur bulunuyor. Birincisi mali disiplin. İkincisi finansal istikrar. Üçüncüsü yapısal reformlar.

Dördüncü unsur ise üretkenlik düzeyi ve nihayetinde vatandaşlarımızın gelir durumu. Bu kritik dönemlerde, Suriye ve Filistin’deki gerginlikler nedeniyle, bütçe açığımızın 2 trilyon 148 milyar TL seviyesinde olması hepimizi endişelendirmelidir. Nairobi günlərindeki gibi ek kaynak sağlamaya zorunlu kalmıştık. Şu anda da benzer bir tehlikeyle karşı karşıyayız.

2016 yılında bütçe açığımız 29 milyar TL olarak kaydedilmişti. Bugün ise, sekiz yıl içinde bu rakam 70 kat artarak 2 trilyon 148 milyar TL’ye yükseldi. Bu durum, ciddi bir sorun teşkil ediyor.

“Merkez yönetim borcu 8.8 trilyon lira”

Merkezi yönetim borcu ise 8.8 trilyon TL’yi buluyor. Bunun yüzde 58’inin döviz bazlı olması, geçmişte hiç yaşamadığımız bir orandır. Bu, devlete dair göstergelerin endişe verici bir tablosunu yansıtıyor.

Bu yıl faiz harcamaları 1 trilyon 950 milyar TL’ye ulaşmış durumda. 2016’da ise bu rakam 50 milyar TL kadar düşüktü. Faiz harcamalarını mı, yoksa halkın üretkenliğini artırmayı mı önceliklendireceğiz? Bütçede yapısal reformlara dair bir işaret yok. Ekonomiyi temele alacak, yatırımcıları ülkeye çekecek bir strateji hala belirlenmiş değil.

Tarım sektörü zayıflıyor, ithalat artıyor ve tarımsal üretimde ciddi kayıplar yaşıyoruz. Sanayi sektörü de son çeyreklerde hep resesyon belirtisi gösteriyor. Öncelikle milli savunma teknolojisini desteklemeye devam ederken, aynı zamanda kırılgan sanayi alanlarındaki üretim ikmalinde de düşüşler kaydediyoruz. Yatırım yapılması gereken birçok alan var.

“Asgari ücret 33 bin lira bandında olmalı”

Asgari ücretin düşük tutularak, enflasyon altında ezilen kesimlere kaynak aktarılırsa, bu tasarruf değil, halk için bir eziyettir. Savaşta halkını doyuramayan bir devlet, toplumsal huzursuzlukla karşı karşıya kalır. Şu anki asgari ücret 17 bin 2 lira. Ancak, önümüzdeki yıl asgari ücretin enflasyona göre belirlenmesi gerektiğini savunuyorum. Eğer 2024’te beklenen enflasyon %50 civarında olursa, asgari ücretin 33 bin liraya ulaşması gerektiğini düşünüyoruz.

Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi, bakanları siyasi kimliklerinden bağımsız birer bürokrat haline getirdi. Atanmış kişilerin kamu disiplini içinde hareket etmelerini beklemeliyiz. Yenidoğan Çetesi gibi vakalara karşı, Sağlık Bakanlığı’nın harekete geçmesi gerekiyor.

“El Beşir’e mektup gönderdim”

Bulunduğumuz dönemde, Suriye’deki gelişmeler hayati öneme sahip. Suriye’de uzun süredir devam eden savaşın sona ermesi ve yeni bir istikrara kavuşabilmesi için herkes elini taşın altına koymalı. İlgili tarafların kalıcı çözümler üretmesi gerekiyor. Suriye’nin Gazze’deki durumu da göz önünde bulundurulmalı.

Dolayısıyla, Suriye’nin yeni başbakanı Muhammed El Beşir’e bir mektup göndererek, ülkede atılması gereken adımları detaylı bir şekilde ilettim.

“Devlet içinde dargınlık olmamalı”

Davutoğlu, “Daha önceki mektuplarınıza geri dönüş oldu mu?” sorusuna cevap verirken, şöyle konuştu:

“Söz konusu mektuplar, Suriye’de yaşanan gelişmeler başlamadan hemen önce yazıldı ve önemli riskler üzerine odaklanıyordu. Mektubumun ulaşmasından sonra Sayın Bahçeli benimle iletişime geçti ve nazik bir dille teşekkür etti. Her iki tarafta istişarelere devam etme niyetindeyiz. Sayın Cumhurbaşkanı da, çok kısa süre içinde kapsamlı bilgi içeren bir mektup gönderdi. Devletin bu tür krizlerde küslük içine girmemesi gerektiğini düşünüyorum.”

“Bütün siyasetçilere kapım açık”

Davutoğlu, “Sayın Erdoğan’dan gelen yanıtın içeriği hakkında bilgi verebilir misiniz?” sorusuna şöyle yanıt verdi:

Her görüşmenin kapım açık. Suriye’deki durumun yanlış anlaşıldığını düşünen tüm siyasetçilerle bir araya gelebilirim. Geçmişteki beyanları önemli değil, şu anda Suriye’deki gerçekleri anlamalı ve bunlara göre hareket etmeliyiz.

Geçtiğimiz günlerde TÜSİAD toplantısındaydım. Savaşlar yıkıcı sonuçlar doğursa da, her zaman yeni fırsatlar da sunar. Türkiye, bölgede büyük bir üretim kapasitesine ve altyapıya sahip. Suriye’deki barış ortamı sağlandığında büyük projeler hayata geçirilebilir. Bunun için hazırlık yapmalıyız.

(ANKA)

“`